Avrupa'da savunma sanayisinde Türk devrimi

ByTaner
0

 


 Türk savunma şirketleri, sessiz bir devrime öncülük ederek ekipman tedarikçisi rolünden çıkıp, Avrupa’nın gelecekteki savunma yapısının mimarı haline geliyor. İspanya'nın TUSAŞ'tan Hürjet almayı düşünmesi ve Leonardo-Baykar iş birliğindeki yeni anlaşmalar, Türk şirketlerinin Avrupa savunma ekosisteminde ne kadar vazgeçilmez ortaklar haline geldiğini gözler önüne seriyor.

Avrupa Politika Analizi Merkezi (CEPA) Daimi Araştırmacısı ve NATO2030 bursiyeri Federico Borsari, Avrupa savunmasındaki değişimi ve Türkiye'nin bu dönüşümdeki rolünü AA Analiz için kaleme aldı. İşte Borsari'nin değerlendirmeleri: 


Avrupa savunmasında dikkate değer bir dönüşüm yaşanıyor. Ancak bu dönüşüm, Paris, Londra, Roma veya Berlin gibi klasik merkezlerde değil, Türkiye’de şekilleniyor. Türk savunma şirketleri, sessiz bir devrime öncülük ederek ekipman tedarikçisi rolünden çıkıp, Avrupa’nın gelecekteki savunma yapısının mimarı haline geliyor. Üstelik bu dönüşümü, 5 yıl önce tahmin edilmesi dahi zor bir olgunlukla gerçekleştiriyorlar.


Bayraktar TB2 SİHA’larını üreten Baykar’ın, Aralık 2024’te İtalya’nın Piaggio Aerospace şirketini satın alması, iki ülke arasındaki savunma sanayi iş birliğinde kritik bir dönüm noktası oldu. Bu hamle, Türk savunma şirketlerinin Avrupa’daki rolünde köklü bir değişimin işareti olarak görülüyor. Türkiye’nin savunma sanayi ihracatı 2024 yılında 7,2 milyar dolara ulaşsa da sayılar bu dönüşümün tamamını değil, yalnızca bir kısmını anlatıyor. Asıl dönüşüm, Türk şirketlerinin Avrupa savunmasındaki rollerini nasıl yeniden kurguladıklarında yatıyor. 

Bayraktar TB2


SİHA’LARIN ÖTESİNDE: STRATEJİK BİR DÖNÜŞÜM


Türk SİHA’ları dünya çapında manşetlerde yer alsa da, savunma ekosisteminde çok daha derin değişimler yaşanıyor. İtalyan Leonardo ile Baykar arasındaki iş birliği, yalnızca Avrupalı elektronik sistemlerin Türk SİHA’larına entegre edilmesiyle sınırlı kalmıyor. Bu ortaklık, Türk ve Avrupa savunma sanayilerinin daha önce görülmemiş bir uyum içinde çalıştığı yeni bir model ortaya çıkarıyor.


Bu dönüşümü anlamamıza yardımcı olabilecek birkaç önemli gelişme yaşandı. Birincisi, İspanya'nın 20 Aralık 2024'te Türkiye'den 24 adet Hürjet jet eğitim uçağı tedarik etmek üzere bir mutabakat zaptı imzalaması. Bu anlaşma, İspanyol sanayisinin de projeye katılımını içerirken, Avrupa'nın Türk havacılık sanayisine yönelik bakış açısındaki değişimi de net bir şekilde ortaya koyuyor. İkincisi, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin (TUSAŞ) Avrupa savunma şirketleriyle ileri düzey hava platformları üzerine geliştirdiği ortak projeler, Türk ve Avrupa savunma sanayileri arasındaki teknolojik sinerjinin giderek arttığını gösteriyor. Üçüncüsü, Türkiye’nin Piaggio aracılığıyla F-35 bileşen üretimine dahil olma ihtimali, bu satın alımın stratejik değerini vurgularken, yeni iş birliği alanlarının da kapısını aralıyor. 

Hürkuş


TÜRK SAVUNMA SANAYİSİNİN DÖNÜŞÜMÜNÜ TETİKLEYEN UNSURLAR


Bu dönüşümün arkasındaki ilk unsur, Türkiye’nin son 10 yılda savunma ekosistemine yönelik gelişen yaklaşımıdır. Türk savunma şirketleri artık yalnızca ürün satmıyor; Avrupa’nın savunma altyapısının merkezinde stratejik bir konum elde ediyorlar. İtalya Sanayi Bakanı Adolfo Urso’nun Piaggio Aerospace’i "stratejik bir varlık" [6] olarak nitelendirmesi ve Baykar’a satışını onaylaması, Avrupa hükümetlerinin Türk savunma şirketlerine bakış açısının kökten değiştiğinin bir göstergesi.


Bu durum yalnızca pazara erişebilmekle sınırlı değil; Türk şirketleri artık Avrupa’nın savunma sanayi ekosisteminin ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Öyle ki Türkiye, İtalya’dan İspanya ve Portekiz’e kadar genişleyen bir sanayi ağının merkezinde yer alıyor. Bu yapısal ilişkilerin ortaya koyacağı doğal bağlar, uzun vadede dahi çözülmeyecek sinerjiler yaratıyor.

Yorum Gönder

0Yorumlar

Yorum Gönder (0)

#buttons=(Ok, Go it!) #days=(20)

Our website uses cookies to enhance your experience. Check Now
Ok, Go it!