1256'dan beri Moğol İlhanlıların işgalindeki Anadolu'da bu baskıdan uzakta göreli özerk olarak Batı Anadolu'da kurulan uç beyliklerinden denizcilikle de iştigal eden Karesioğulları, Aydınoğulları, Menteşeoğulları ve Saruhanoğulları'nın [1][5] aksine Osmanoğulları Beyliği'nin kurulduğu dönemde denize çıkışı yoktu. Bu süreç Orhan Bey'in önderliğinde 1320'lerin başında başladı ve hareket noktası Yenişehir olmak üzere Orhan Bey Gemlik Körfezi, Akça Koca İzmit Körfezi ve Konur Alp Karadeniz yönünde ilerlediler. Esas hedef bölgenin en büyük kenti Bursa'nın Doğu Roma İmparatorluğu'ndan alınması öncesinde bu kentin deniz bağlantılarını her yönden koparmaktı.[17] Bu çerçevede Osman Gazi; oğlu Orhan Bey'i Mudanya, Kara Timurtaş Paşa'yı da Gemlik üzerine gönderdi[18] ve Osmanlıların ilk Kaptan-ı deryası Kara Mürsel Bey de filosuyla denizden Orhan Bey'e destek sağladı.[19] Nitekim, Kara Mürsel Bey'in (bugün kendi adını taşıyan) Karamürsel kasabasında Karesi Beyliği'nden getirttiği işçilerle 1320 yılında inşa ettirdiği[1] Karamürsel kayığı denilen süratli, uzun ve hafif tekneler denizden sevkiyat bağlamında kuşatmada büyük bir rol oynadı.[20] ve 1321'de Mudanya'nın ele geçirilmesiyle Osmanlılar Marmara Denizi'ne açıldılar. Gemlik'in de ele geçirilmesiyle kuşatma altındaki Bursa çevresindeki abluka daha da sıkılaştırılmış oldu ve bu önemli Doğu Roma kenti 1326'da Osmanlıların eline geçti.[21] 1323 yılında ise Konur Alp'in Akçakoca'yı ele geçirmesiyle Osmanlılar ilk kez Karadeniz'e kıyıdaş oldular.
Osmanlıların ilk denizaşırı seferi ise 1324 yılında icra edildi ve İnönü Beyi Kara Ali Bey (diğer adıyla Emir Ali Bey) keza karamürsel kayığından oluşan hafif bir filoyla Kalolimnoz adasını ele geçirerek Osmanlılara Doğu Roma gemilerini gözetleme olanağı sağlayan bir üs kazandırdı (adanın ismi de Emir Ali Bey'e atıfla Emir Ali adası İmralı olarak adlandırıldı)[22]
1320 yılında Karamürsel'de kurulan ilk tersaneyi[2] 1337'de Doğu Roma'dan alınan İzmit ve 1345'te Karesioğulları'ndan alınan Edincik izledi ve Lala Şahin Paşa gemi inşa faaliyetleri açısından kaydadeğer bir rol üstlendi. Karesi topraklarının ilhakıyla Karabiga hariç Marmara Denizi'nin tüm güney kıyıları Osmanlıların eline geçti. Kuzeyde ise 1338 itibarıyla Şile-Üsküdar arası, Karadeniz Ereğli ve Amasra haricinde Doğu Roma toprağı kalmamıştı.[23] Hatta, kuruluş aşamasındaki Osmanlı donanması Marmara Denizi'nde taarruz kabiliyetine ulaşmış ve 1337 yılında İzmit Kuşatması sırasında buraya yardım gelmesini engellemek amacıyla 36 gemiyle İstanbul'un güney kıyılarına (yağma amaçlı) çıkarma yapmıştı.[24]